TÜRKİYE GÜNLÜK KORONAVİRÜS TABLOSU Toplam İstatistikler
  • BUGÜNKÜ TEST SAYISI 128.854
  • BUGÜNKÜ HASTA SAYISI 975
  • BUGÜNKÜ VEFAT SAYISI 4
  • BUGÜNKÜ İYİLEŞEN SAYISI 946
Genel

İŞTE SİYASET, İŞTE FERASET, İŞTE FERAGAT: MERAL AKŞENER

Bu aralar yazmaya biraz ara vereyim dedim ama ne gezer. Öylesine yoğun gündemlerin yaşandığı günler yaşıyoruz ki, bir köşeye çekilip susmak, kalemi eline almamak ne mümkün. Ülkemizde her taraf darmaduman…

İŞTE SİYASET, İŞTE FERASET, İŞTE FERAGAT: MERAL AKŞENER

Bu aralar yazmaya biraz ara vereyim dedim ama ne gezer. Öylesine yoğun gündemlerin yaşandığı günler yaşıyoruz ki, bir köşeye çekilip susmak, kalemi eline almamak ne mümkün. Ülkemizde her taraf darmaduman. Seviyesizlik, hadsizlik, çirkinlik, ölçüsüzlük hat safhada. Ekonomi, S.O.S (ESOS) çığlıkları altında can çekişiyor. Siyaset yerlerde sürünüyor. Liyakatsizlik, adaletsizlik, hukuksuzluk, yolsuzluk tarihi rekorlarını kimselere kaptırma niyetinde değil. İşte bütün bu olumsuzlukların, bütün bu kirlenmelerin yaşandığı ülkemizde; “İşte siyaset, işte feraset, işte feragat” diyebileceğimiz bir lider, Sayın Meral AKŞENER’i dinleyince, ister istemez; “Ey Allah’ım, sen tarih boyunca bu milleti her zaman uçurumun kenarından çekip çıkardın. Bu millet bugün yine bir kör ve derin uçurumun kenarına gelmişken, sen bu milletin imdat çığlıklarını duydun ve yine bu milleti uçurumun kenarından çekip çıkarmak için Sayın MERAL AKŞENER’i bu millete hediye ettin. Sana binlerce kere şükürler olsun!” demeden geçemiyor insan.

Akşam Haber Türk kanalında Fatih ALTAYLI’nın TEK TEK programının konuğu Sayın Meral AKŞENER’di. Yaklaşık iki buçuk saat süren programı büyük bir dikkatle izledim. Siyasetin bu denli kirlendiği, çirkinleştiği, çamurlaştığı, seviyesizleştiği günümüzde, son derece seviyeli, son derece nezaketli, son derece sorumlu, son derece edepli, son derece ölçülü bir siyaset insanını dinklerken, kendi kendime; “Allah Allah, böyle siyaset insanları da var demek bu ülkede” demeden edemedim. İki buçuk saat boyunca dinlediğim Sayın AKŞENER’in ağzından en ufak bir kötü söz duymadım. Kendisine etmedik çirkin hakaretleri bırakmayan rakiplerine karşı en ufak bir çirkin, hadsiz ifadeyi duymadım. Namusuna, şerefine, milliyetine, ailesine karşı şerefsizce kampanya yürüten şeref yoksunu insanlara karşı da en ufak bir kötü sözünü duymak ne mümkün. En önemlisi de ne biliyor musunuz? Sayın AKŞENER, yirmi beş yıl önce ne demişse, on beş yıl önce ne söylemişse, on yıl önce neye inanmış, ne demişse bugün de aynı şeyleri söylüyor. Beş yıl önce olmadık hakaretleri yağdırdığı bir siyasi rakibi için bugün meydan meydan dolaşarak, seçilmesi için taparcasına övgüler yağdırdığı hâlde, dün beraber yol yürüdüğü insanlara en çirkin, en aşağılık, en ağza alınmayacak sözlerle hakaret edildiğini görünce insanın şaşırmaması elde değil. Sabah akşam, beş vakit televizyon kanallarından bu çirkin, seviyesiz ve sorumsuz sözleri duyunca ve iyi kıvıran dansözleri görünce ister istemez Sayın AKŞENER’in bu olgun, seviyeli, tutarlı, edepli ve asil tavırlarına şaşırıyoruz. Şaşırmanın da ötesinde “İŞTE BUDUR!” diyerek hayran oluyoruz.

Akşamki TEKE TEK programının ana konusu ALTILI MASA’nın CUMHURBAŞKANI adayı kim olacak ya da Sayın KILIÇDAROĞLU’nun adaylığı idi. İki buçuk saat boyunca Sayın AKŞENER, lafı hiç eğip bükmeden, son derece açık ve net konuştu. Sayın AKŞENER, iki yıl önce başlayan “ADAY KİM OLACAK?” tartışmalarında ve daha sonra oluşturulan ALTILI MASA’DA ısrarla “KAZANACAK ADAY” dedi. Hem kendi partisinin tabanı hem de farklı partilerden birçok insan kendisini CUMHURBAŞKANI adayı olarak görmek isterken, O, çok büyük bir FERAGAT ÖRNEĞİ gösterdi ve bir yıl önce “BEN ADAY DEĞİLİM” dedi. Ve ALTILI MASA, adayın kesinlikle oy birliği içinde bu masada belirleneceğini topluma deklere etti. Ve o masanın ortakları KAZANACAK ADAY konusunda hem fikir oldular. Olmak zorundaydılar. Zira bu işin tekrarı yok. Önümüzdeki seçimin köprüden önceki son çıkış olduğunu Sayın AKŞENER geçtiğimiz günlerde de akşamki konuşmamada da altını çizerek belirtti. Hâl buyken, son bir yıldan beri CHP’li dostlar Sayın KILIÇDAROĞLU’nun adaylığını âdeta kışkırtmaya başladı. Aslında bakıldığında ya da düşünüldüğünde bu son derece normal bir istektir. Zira CHP, bu masanın en büyük paydaşıdır, Ana Muhalefet Partisidir. Bunu istemekten daha doğal olan nedir? Bu konuda Sayın KILIÇDAROĞLU’nun adaylığına kimsenin itirazı olamaz. Olmamalı da. Şahsi kanaatimi de sorarsanız, bu işe en yakışan kişi Sayın KILIÇTAROĞLU’dur derim. Son derece ağırbaşlı, sorumlu, dürüst, kirlenmemiş, seviyeli, devleti bilen ve devlet terbiyesi olan birisi. Ne var ki, bu sadece benimle olmuyor, benim gibi düşünen insanlarla da olmuyor. Benim elimden gelse; Sayın KILIÇDAROĞLU’NU CUMHURBAŞKANLIĞI koltuğuna, Sayın AKŞENER’i de BAŞBAKANLIK koltuğuna oturturum. Elimden gelse!

Bunu ben çok istesem de taraflı tarafsız üst üste her hafta yayınlanan anket sonuçları istemiyor. O zaman duygularımızla değil de aklımızla, mantığımızla, realite ile hareket etmek zorundayız. Aksi taktirde sadece altılı masadakiler değil, Türk milletinin geleceği de enkaz altında kalacaktır. Sayın AKŞENER’in de dediği gibi, ALTILI MASAYI NOTER gibi görmek yerine, siyaseti ve toplumun yöenlimlerini doğru okumak, aklıselim davranmak, inat etmeden, gurur meselesi yapmadan makul olanda, realitede, sağduyuda birleşmek gerek. Dönem; risk alma, hayal kurma dönemi değil. Yüksünmeden, gocunmadan, kibirlenmeden hepimiz Sayın AKŞENER’in baktığı pencereden bakarsak, siyaseti doğru okuyup, feraset sahibi olursak, biraz da feragat etme erdemini gösterirsek 31 Mart’taki başarıyı yakalamamak için hiçbir neden yok. Zira, 31 Mart’ta CHP on bir büyük şehir belediyesinden en az altı yedi tanesini Sayın AKŞENER’in siyaseti ve feraseti sayesinde almıştır. Buna karşılık İYİ PARTİ’nin tek bir il belediyesi yoktur. Aynı kararlılığı başta Balıkesir ve Denizli olmak üzere dostlarımız da göstermiş olsaydı bugün bu şehirler İYİ’ler ya da MİLLET İTTİFAKI tarafından idare ediliyor olacaktı! Bu şehirlerde İYİ PARTİ yüzlerle kaybederken, bilinçli olarak binler sandığa gitmedi, iptal olacağını bilerek yanlış oy kullanıldı. İYİ PARTİ’nin varlığının bir yerlere borçlu olduğunu iddia eden dostlara bu kadar hatırlatmak yeterlidir diye düşünüyorum.

Sayın AKŞENER’in; HDP konusundaki sözleri son derece tutarlı ve netti. Ama en anlamlı olanı ise; her vesile ile belirttiği; “Hiç kimsenin gücü benim Kürt kardeşlerimle aramı açamaz. Kürt kardeşlerim hakkında bana hiç kimse yanlış bir söz söyletemez. Bu ülke Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle bir bütündür. Bu bütünlüğü bozmaya kimsenin gücü yetmez. Bu ülkede hiç kimse inançlarından ve etnik yapısından dolayı ötekileştirilemez, itilemez, kakılamaz. Seksen beş milyon insan bu ülkenin onurlu, şerefli bireyleridir!” sözleridir.
Saygılarımla.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)