TÜRKİYE GÜNLÜK KORONAVİRÜS TABLOSU Toplam İstatistikler
  • BUGÜNKÜ TEST SAYISI 128.854
  • BUGÜNKÜ HASTA SAYISI 975
  • BUGÜNKÜ VEFAT SAYISI 4
  • BUGÜNKÜ İYİLEŞEN SAYISI 946
Genel

GÜN, AY VE YILLARI SEVMEK

İnsanca bir yaşam için kol kola mücadele ederken kaybettiklerimizi saygıyla, sevgiyle, özlemle anarak siz değerli okuyucularımıza merhaba diyorum. Bazı gün, ay ve yılların suçu olmasa da mesela MART ayını toprak..

GÜN, AY VE YILLARI SEVMEK

İnsanca bir yaşam için kol kola mücadele ederken kaybettiklerimizi saygıyla, sevgiyle, özlemle anarak siz değerli okuyucularımıza merhaba diyorum. Bazı gün, ay ve yılların suçu olmasa da mesela MART ayını toprak canlanmaya başlasa da ben hiç sevmem. Bu ayda hem fabrikada yanan kadınların şimdiki kutlama veya anmayı hatırlatan 8 Mart Dünya Kadınlar günü var. Hem de 8 Mart etkinlikleri arasında koşuşurken kaybettiğim babamın yıl dönümü var. İnsan nasıl sevsin ki? Benim gibi sizden de çalınmış olabilen ay, gün ve yıllar var olabilecek iken…

Beni anlayacağınızdan eminim!

Bazen insanlar, senin gibi değerleri önemsiz hale getirecek algı ile sesinizi kısmak ve duyulmamasını sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapabilirler. Ama sen yine önemli olduğunu bileceksin. Bu durum 2021 yıl ve öncesin dede böyleydi 2022’de de değişmeyecek. 2023 dede devam edecek

Kendi vizyonumuz ve misyonumuz, herkesin kendi istediği ortak değişim ve etkiyi İYİ oluşturma gücüne sahip olabilme becerisidir. Özellikle mağdur, dezavantajlı dediğimiz insanların yanında güçlü yakınları ve maddi gücü olmadıklarını bilerek bu olumsuzluğu onların lehine kullanabilmektedir. .

Pandemi başlangıç dönemi yani 2021 yılı derin yoksulluk ve haklara erişememek gibi bu yılı hiç sevmememiz için bizi daha çok yormuş ve yormaya devam etmektedir.

İnsanlık Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi Bildirgesi’ni, insan hakları tarihinin bir kilometre taşı belgesi olarak benimsemiş olsa bile, dünyanın özellikle toplumsal cinsiyet(TC) konularında İnsan Hakları üzerinde istenen düzeyde olmadığı bugün daha açık haldedir.

Kadına atfedilen roller yanında ataerkil taleplere bir de göç baskısı yüklendiğinde kuşaklar arası ve toplumsal cinsiyet temelli çatışmalar erkeğin kadın üzerindeki iktidarını meşru ve sürekli kılacak biçimde kabul görmüştür.

Suriye, Afganistan ve Iraktan çok fazla göç alan Türkiye’ye peçe ile gelen çocuklu kadının yeni yaşam biçimine uyum sağlamasına erkeğin bu durumu kabullenememesi ve tepesine binmesi de yine geçmiş yılların suçu ve devam etmektedir.

Aç, dilenen, yalınayak dolaşan çocuklar ve yetişkin insanlar göç ile evsiz insanlar şehrimizde ve ülkemizde bulunmakta göç eden insanların sayısının fazlalığından dolayı ne yazık ki baş edilememektedir. Yerli halkın huzurunun etkilenmemesi ve göç etmekte olan insanlara, mültecilere ve göçmenlere düşmanlık ve öfke hissetmemeleri için güvenliğin, ekonomik yaşamın, siyasal kararların belli bir sistematiğe göre alınma süreci yine beklenmektedir. Buda yine zaman kavramının suçudur.

İşte böylesine giden bir süreç   aylar, günler  ve yılları nasıl sevdirsin bize !!!

Yıllardır politika üretimi, kamuoyu oluşturma ve savunuculuk ile insanlığın, devletlerin demokratikleşmesinde vazgeçilmez olan eşitliğin güçlendirilmesine katkı sunma çabamız süresiz halen devam etmektedir. Ülkemiz için önümüzdeki yıllar içerisinde demokratikleşme ihtiyacımız en yaşamsal nitelikte devam edecektir.

Farklı görüşlerden ve farklı alanda çalışan sivil toplum, akademi, medya ve diğer paydaşları dinleyen somut öneriler geliştiren çalışmalara gözümüz gibi sarılmaktayız .

Peki, bu gün, ay ve yılların suçlusu kimdir de biz zamanı sevmeyebiliyoruz.

Hepimizin zaman katilleri ne yazık ki uzakta değil en yakınımızda bizi çok sevdiklerini söyleyenler, inananlar veya inanmış gibi yapanlardır.

Ben suçlu aramadan ay, gün ve yılları tekrar sevmek istiyorum. Her güne güvenmek ve sevmek istiyorum. Mutlaka sizde öylesinizdir.

8 Martların anma değil de kutlama olması temennilerim ile yaklaşan Mart ayının bize kendini sevdirme arzusu içinde hep mutlu kalın İYİ Haber Gazetemizin İYİ takipçileri.

 

Berrin Ünlü

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)