Geçenlerde Ümraniye’de bir cenazeye katılmak için belirtilen adresteki camiye gittim. Aracımı yer olmadığı için 50 metre uzağa park ettim. Araçtan indim bir iki adım attıktan sonra 50’li yaşlarda üzerine büyük..
Geçenlerde Ümraniye’de bir cenazeye katılmak için belirtilen adresteki camiye gittim. Aracımı yer olmadığı için 50 metre uzağa park ettim. Araçtan indim bir iki adım attıktan sonra 50’li yaşlarda üzerine büyük gelen montunun içinde zayıfça bir bey yanıma yaklaştı. Başında da haki renkli eski bir örme şapka vardı. Oldukça kısık ve mahcup bir sesle “ucuz ekmek, dükkân” gibi bir şeyler mırıldandı.
Halinden halk ekmek bayisini arayabileceğini tahmin ettim. Hava da oldukça soğuktu. Yorgun ve üşüdüğü belliydi. Ben “Efendim pek anlayamadım, Halk Ekmek Bayisini mi soruyorsunuz acaba” diye emin olmak için sordum. Oldukça mahcup bir ifadeyle “Bana buraları tarif ettiler ama bulamadım” dedi. “Ben de buraların yabancısıyım ama şuradan sorup öğreneyim dedim” Soracağım yer ekmeğin de satıldığı ara sokaktaki bir bakkal dükkânıydı.
Bunu duyunca biraz daha mahcubiyet hissettiğini fark ettim. Ben gayet normal bir şekilde bakkala Halk Ekmek bayisinin yerini sordum. O da tarif etti. Oldukça uzakta ve aşağı tarafta olduğunu söyleyince adamın yorgunluğu bir kat daha arttı. Mecburen o yöne doğru ellerini cebine soktu ve bana teşekkür ederek yürümeye başladı. Halk Ekmeğin yerini bilmediğine göre demek ki bu muhitte oturmuyordu. Kim bilir kaç kilometre uzaklardan ekmek almak için yürüyüp buralara geldi.
Arkasından seslenmeden önce şöyle kederli kederli baktım.
Kendi kendime iktidara bir kez daha kızdım ve sitem ettim. İçimden siz bu kahraman Milleti, alnı açık başı dik vatandaşlarımızı ne hale getirdiniz? Bu ülkeye, bu insanlara ne yaptınız böyle? İnsanları kuru ekmek hesabı yapar hale düşürdünüz. Kuru soğan ve ekmek yemeye layık gördünüz. Ama siz, yandaşlarınızla birlikte, saraylarda lüks ve şatafatlı hayatlarınıza mutlu ve mesut şekilde devam ediyorsunuz.
Tarihte görülmemiş bu vurdumduymazlık elbet karşınıza çıkacak ve ayaklarınıza dolanacaktır. Eminiz ki, yaptığınız tüm kötü işler sonuçta size kaybettirecek, haksız yere aldığınız her şeyi geri yasal süreç içerisinde iade edeceksiniz. Ülkemiz yeniden güçlü hale gelecek ve ekonomik kaygı son bulacaktır. İnsanlarımız semt semt gezerek ucuz ekmek aramak zorunda kalmayacak, tüm ihtiyaçlarını en yakın marketlerden temin edeceklerdir.
Sadaka toplumu yerine, üreten, çalışan ve ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayacak bireyler haline gelecektir.
Çünkü İYİ’ler daima kazanır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)