TÜRKİYE GÜNLÜK KORONAVİRÜS TABLOSU Toplam İstatistikler
  • BUGÜNKÜ TEST SAYISI 128.854
  • BUGÜNKÜ HASTA SAYISI 975
  • BUGÜNKÜ VEFAT SAYISI 4
  • BUGÜNKÜ İYİLEŞEN SAYISI 946
Genel

DEVLETİN ÜVEY EVLADI OLMAZ, OLAMAZ!

Yaklaşık yedi yılı aşkın bir süredir eğitim sektörünün içindeyim. Şu anda yaklaşık dört yüz civarında özel eğitime muhtaç çocuklarımıza ve yetişkin bireylerimize 42 personelle birlikte özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti..

DEVLETİN ÜVEY EVLADI OLMAZ, OLAMAZ!

Yaklaşık yedi yılı aşkın bir süredir eğitim sektörünün içindeyim. Şu anda yaklaşık dört yüz civarında özel eğitime muhtaç çocuklarımıza ve yetişkin bireylerimize 42 personelle birlikte özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti vermekteyiz. Şu anda sadece Edremit ve bulunduğu Körfez bölgesinde değil, Balıkesir genelinde hem fiziki hem de sayısal olarak en büyük sayılabilecek bir eğitim kurumuna sahibiz.

Bir özel eğitim kurumu olarak ulaşmış olduğumuz seviyede şimdiye kadar devletimizden beş kuruş katkı payı almadık, alamadık. Bu seviyelere gelene kadar yaklaşık üç milyon civarı para harcadık. Bu paraların çoğu bankalardan aldığımız ticari kredilerle karşılandı. Yedi yıldan bu yana üç tane kamu bankamıza defalarca kredi başvurumuza rağmen, bir hafta, on gün, aha bugün aha yarın oyalandık ve en son “Kredi talebiniz reddedilmiştir” mesajı ile karşı karşıya kaldık. Bu haberi alır almaz özel bankalardan kredi talebinde bulunduk. Talep ettiğimiz kredi iki saat içinde hesabımıza geçti.

Diyelim ki, kamu bankaları bize kredi vermeyi riskli buldu. Peki, aynı riski özel bankalar da bulması gerekmiyor muydu? Özel bankaların kredi vermekte risk görmediği kurumumuzu, nasıl olur da küçük çaplı işletmecilerin sürekli yanında olması gereken Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankası, riskli görerek kredi talebimi reddeder? Küçük çaplı esnafın yanında olmak bu mudur?

Ben bu devletin asli vatandaşıyım. Vergimi ödüyorum ve vatandaşlık görevimi sonuna kadar yerine getiriyorum. Daha da ötesi, ben bu vatanın bayrağına, taşına, toprağına, gelmişine geçmişine sevdalı bir vatandaşım. Geldiğim yaşa kadar her zemin ve her şartta “Ezan susmasın, vatan bölünmesin, bayrak inmesinin” mücadelesi yaptım ve bu uğurda birçok sıkıntıya katlandım.   Bana layık görülmeyen üç kuruş ticari kredi hiç alakası olmayan bir sürü insana milyon dolarlarla veriliyor. Hiçbir zirai yatırımı olmadığı hâlde adı malum kişiye Ziraat Bankamız 750 milyon dolar kredi veriyor ve alınan bilgilere göre bu kredi geri ödenmiyor.

Merkez Bankası sözde her ay kredi faizlerini indiriyor. Vatandaşa da bu bir müjde gibi duyuruluyor. Kamu bankasından bireysel ihtiyaç kredisi talebinde bulunuyoruz. Aldığımız cevap; “Sizi Denizbanka yönlendiriyoruz, anlaşmalı bankamız orası” deniliyor. Bireysel ihtiyaç kredisi talebimizi, Vakıfbank’ın yönlendirmesi ile Denizbanka yönlendiriyoruz. Banka bize yüzde 2.74 civarında aylık faiz önerisinde bulunuyor. Üç dört ay önce merkez Bankasında faiz oranı on dokuzken bankaların bireysel kredi faiz oranları 1.40 civarındaydı. Merkez bankası faiz oranını yüzde on dokuzdan on dörde düşürdü ve bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımız İslam dinindeki NAS konusu ile izaha çalıştı. Faize karşı devletimizin almış olduğu tavır hepimizi mutlu etti.

Evet, İslam’da faiz haramdır. Merkez Bankası’nın faiz düşürmesi son derece isabetlidir. Ne var ki vatandaşımız bu uygulamadan faydalanamadığı gibi, tam tersine ters orantılı olarak kamu bankalarından talep edilen ihtiyaç kredisi için özel bankalara yönlendirilmekte, bu bankalar da üç dört ay önce yüzde bir buçuk faizle verdiği krediye bu sefer yüzde üçe yakın faiz istemektedir. Bunun neresi vatandaş için faydalı olmuştur? Bunun neresi İslam inancına uygundur?

Devlet demek adalet demektir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Devlet, vatandaşlarına üvey evlat muamelesi yapmaz. Beş bin yıllık Türk devlet geleneği bunun örnekleri ile doludur. Devletin söylediği ile uyguladığı farklı olursa, sorgulama başlar, küskünlük başlar, huzursuzluk başlar. Dini, dili, etnik yapısı, siyasi görüşü ne olursa olsun, siyasi sınırları belli olan bir ülkede, aynı bayrağın altında yaşayan bütün insanlar o ülkenin asli vatandaşıdır ve aynı haklara sahiptir. Aynı bayrak altında aynı ülke içinde yaşayan vatandaşların bir kısmı çeşitli sebeplerle öteleştirilir, ötekileştirilirse o ülkede ne adaletten ne hukuktan ne de haktan bahsedilir. En kötüsü de o ülkede devletten bahsetmek hayal olur.

Bu ülkede on yıl önce KPSS ve Üniversite giriş soruları çalındı. Çalınan sorularla hakkı olmadığı halde birçok insan kaymakam oldu, savcı oldu, hâkim oldu, öğretmen oldu. Bugün de 95’in üzerinde KPSS puanı alan birçok genç, mülakatlarda elenmekte, onların yerine 60-65 puan alanlar atanıyor. On yıl önce soru çalarak bir yerlere gelmekle bugün yapılan haksızlığın arasında ne fark var? Yapılan hareket ne İslami ne de insanidir. Ne NAS’a uygundur ne de KUR’AN’a  uygundur. Aynı şekilde kamuya ait bir banka istediğine kredi verirken istemediğine kredi vermezse bu da ne NAS’a ne de KUR’AN’a uygundur.

Devlet, sözünü itibar edilen, evlatlarına eşit ve adaletli muamele eden babadır. Devlet, küstürmez, ötekileştirmez, kazanır. Devlet, tutarlı davranmak zorundadır.

Devletin üvey evladı olmaz, olamaz!

DR. SAADETTİN KOÇ

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)